İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
Anayasa m.101/2’nin gerekçesinde; “Bu maddeyle, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve görev süresinin 5 yıl olması ile bir kişinin iki defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.” denilerek, Cumhurbaşkanının aday olabilme ve seçilmesi sayıları arasında fark gözetilmediği anlaşılmaktadır. Maddeleri ile güvence altında bulunan ifade hürriyetinde prensip; ifade hürriyetinin kısıtlanması olmayıp, en geniş şekilde kullanılabilmesinin ve korunmasının sağlanmasıdır. İfade hürriyetine getirilen kısıtlamaların, Mukayeseli Hukukta iki ortak ve bir de ülkelere göre değişen sebepleri vardır. Ortak kısıtlama sebepleri; cebir, şiddet, tehdit ve terör faaliyetleri ile amaçlarını destekleyen açıklamalar ve hakaret ile iftira içerikli söz ve yazılarken, ülkelere göre değişkenlik gösteren veya bazı ülkelerde suç olarak kabul edilmeyen devletin ve milletin egemenlik alametleri ile organlarının saygınlığına karşı işlenen suçlardır. Anayasa Mahkemesi’ne göre; “Anayasa; Devlet yapısının temelidir. Devlet kuruluşlarının yapısı ve düzeni, bu kuruluşların yetkileri ve birbirleriyle olan ilişkileriyle karşılıklı durumları devlet ve kişilerin haklarıyla ödevleri, bu hukuksal yapının bütününü oluşturur” . Ceza Hukukunda “hata” kavramı, kastı kaldıran hata ile kusurluluğu etkileyen hata olmak üzere iki ana başlıkta değerlendirilmektedir. Maddesinde düzenlenirken, bu madde ile hatanın farklı hususlara ilişkin olabileceği öngörülmüştür. Kanun maddesinin fıkralarına göre genel bir şema oluşturmak bakımından doktrinde Özgenç’in ayırımından yararlanılabilir. Günümüzde, sosyal yaşamın tecelli ettiği konser, tiyatro, spor müsabakaları, alışveriş merkezleri veya site, konut, rezidans gibi yerleşim yerlerinin girişinde bulunan, kimi zaman sadece dedektörle arama gerçekleştiren ve kimi zaman da kişinin kimlik bilgilerini soran ve kayda alan özel güvenlik görevlilerinin yetkilerinin kapsamı tartışmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adı altında Kanun Teklifi verilmiş olup, bu Teklifinin 29. Maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı altında 217/A maddesi ile yeni bir suç tipinin eklenmesinin amaçlandığı görülmektedir.Bu yazımızda, TCK’ya eklenmesi teklif edilen 217/A maddesinde düzenlenmesi önerilen suç incelenecek ve bu suç tipine ilişkin eleştirilerimize yer verilecektir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortakyüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangimahkemede birleştirileceğine karar verir. (4) Yabancı ülkelerde bulunup dadiplomatik bağışıklıktan yararlanan Türk kamu görevlilerinin işlediklerisuçlardan dolayı yetkili mahkeme Ankara mahkemesidir. (5) Görsel veya işitsel yayınlarda da bu maddenin üçüncü fıkrası hükmüuygulanır. Görsel ve işitsel yayın, mağdurun yerleşim yerinde ve oturduğu yerdeişitilmiş veya görülmüşse o yer mahkemesi de yetkilidir. – (1) Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. – (1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarınınbirleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
Bu tedbirler; kişi hakkında henüz bir mahkumiyet hükmü bulunmadığı bir aşamada temel hak ve özgürlükleri kısıtladığından, hukuk devleti olmanın gereği olarak tedbirlere başvuru sıkı şartlara bağlanmış ve bu tedbirlerin yorumunda kanunilik ilkesi çerçevesinde kıyas yasağı kabul edilmiştir. Maddelerinde; Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasa ile kurulu düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, Milli savunmaya karşı suçlar ile Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile bu suçların cezaları tanımlanmıştır. Millete ve Devlete karşı suçlar başlıklı Dördüncü Kısımın altında Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alan bu suçların tatbiki, 17/25 Aralık 2013 ve özellikle de 15 Temmuz 2016 darbeye teşebbüs suçlarında sıkça gündeme gelmiş olup, bu suçlarla ilgili birçok yargılama yapılmış ve yapılmaktadır. Şimdiye kadar bu maddelere ilişkin eleştiri ve önerilerimizi ortaya koymuştuk. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi” başlıklı 308. Fıkrasına göre; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re′sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir”. Hükmün gerekçesine göre; “Maddeye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ceza dairelerinin kararlarına karşı ilamın veya düzeltme istemine ilişkin (…) itiraz edebilecektir”. CMK m.308/1’de ve gerekçesinde; Başsavcı itirazının onama kararlarına karşı mı, yoksa bozma kararlarına karşı mı, yoksa her ikisine de mi yapılacağı yönünde bir tespit yapılmamıştır\. Burada vakit geçir, unutulmaz anlar yaşa. paribahis.com giriş www.municipiosaucillo.com\. Türk Hukuku’nda iki türlü arama olup, bunlar idari/önleyici arama veya önleme araması ve adli, yani suç kolluğu tarafından yapılan aramadır. “Muhafaza/koruma altına alma” olarak bilinen usul geçici olup, elkoyma öncesinde suça ve/veya yasağa konu olabilecek delil ve malların tutulmasıdır ki, bundan sonra elkoyma tedbir süreci başlar ve müsadere, yani malın mülkiyetinin Devlete geçmesi mahkeme kararı ile gündeme gelir. Elkoyma, suça veya yasağa konu olabilecek malvarlığının geçici olarak fiili ve/veya kaydi şekilde mal sahibinden veya zilyedinden alınmasıdır. Önleme araması; genel mahiyette yapılan arama olarak bilinse de, yine Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) m.9’da gösterilen sebep, şekil ve şartlarla gerçekleştirilebilir.
Bu süre içinde cevap verilmez ise, istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bitiminden itibaren idari dava açma süresi içinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirler.” denmektedir. Maddedeki hususları kapsamamasını[764], davalı olarak ilgili Bakanlık yanında cezayı veren disiplin amirinin de davalı olarak gösterilmesini[765], dilekçe reddi sebebi olarak görmektedir. İkinci Bölümde açıklandığı üzere oda hapsi disiplin cezası, AİHSnin 5. Maddesinde sayılan koşulları taşımadığından bu maddeye aykırı bir özgürlükten yoksun bırakma olup, eğer henüz ceza infaza başlanmamış ya da infazı devam etmekte ise, salıverilmesi için mahkemeye başvurma hakkı, eğer cezanın infazı kısmen dahi yapılmış olsa bile tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Askeri disiplin cezalarından, meslekten çıkarma cezalarının bazıları (YAŞ Kararları hariç), ve kişi özgürlüğünü sınırlayan cezalar bakımından 6. Maddenin uygulanma imkanı olan disiplin cezalarına karşı Sözleşme ile iç hukuk çatışması doğacak ve Anayasanın 90. Bu durumda “mahkemeye başvuru hakkı” gereği disiplin cezalarına karşı yargı yolu açılacaktır. Maddenin yargı denetimini genişletici etkisi olduğu söylenebilir. Konunun teknik boyutu, önemi ve uygulamada en çok tartışılan sorun olması nedeniyle kişi özgürlüğü başlığı altında aşağıda incelenecektir.
“(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. Maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. Adlı internet sitesinde ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde G.. Isminde sahte hesap açılarak, İstanbul Barosu avukatlarından G.. Hakkında yayımlanan yazılar ve içerikler nedeniyle ilgilisi G.. Ş..’ın sözkonusu sitelere erişimin engellenmesi talebinin reddine dair Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı aleyhine kanun yararına bozma istemini içeren yazı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Ders kapsamında; öncelikle hasta hakları, rıza, aydınlatılmış onam, doktor hakları, ötanazi kavramları başta olmak üzere Tıp Ceza Hukuku ile ilgili temel kavramlar incelenmektedir. Akabinde tıbbi müdahalenin ceza hukuku bakımından değerlendirilmesi, sağlık personeli tarafından işlenebilecek suçlar üzerinde durulacaktır.
- (5) İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlüolarak yapılabilir.
- Maddesinde laiklik ilkesinin uygulanmasına yönelik olarak din ve vicdan hürriyeti düzenlenmiştir.
Manevi unsurların türleri, haksızlık muhtevasına bağlı olarak; kast, olası/muhtemel kast, bilinçli/şuurlu taksir ve basit taksirdir. 2011 yılının Haziran ayında çiftin ilişkisi kötüleşmeye başlamış, başvurucu kalıcı olarak İspanya’da yaşamaya karar vermiş, bu kapsamda Madrid mahkemesine eşiyle müşterek çocuklarının velayetini almak için tedbir kararı verilmesi ve boşanmak için gerekli işlemlerin yapılması için başvuruda bulunmuştur. Türk Ceza Kanunu ve diğer bazı kanunlarda yeni düzenleme ve değişiklik yapılmasını öngören, Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları tarafından ortak şekilde hazırlanan Kanun Teklifi 16 Mart 2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Kanun Teklifi incelendiğinde; ilk bakışta, Teklifin kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin düzenlemeler içerdiği görülmektedir. İşbu yazımızda; cep telefonu numarası ile fotoğraf ve sair veri, bilgi ve görsellerin kişisel veri olma özelliği ile bunların işlenip başkalarına verilmesi fiillerinin suç olup olmadığı ele alınacaktır. Başlarken tarihten bir not;Tarihte bilinen iddianamelerden birisi, Maximilien Robespierre’nin 1793 yılında Fransa Kralı 16. Louis’ye karşı Konvansiyon önünde okuduğu suçlama belgesidir. Robespierre, Kralın idamını kamu yararına bir önlem ve ulusal yazgının bir gereği ve özgürlük girişimi olarak nitelediğinden, okuduğu iddianameye göre yargılanmasını ve avukatlar tarafından savunulmasını istemedi. Fransa’nın ve Fransız Milletinin iyiliği için, bu zor yol tercih edilmeli idi. Sonuçta Robespierre’nin istediği oldu ve Kral, kendisini suçlayan iddianameye karşı yargılanmadan ve savunmasını yapamadan öldürüldü. Bir anlamda iddianame Kralın idam hükmü/idam fermanı oldu.
AİHM de doğrudan işkence terimini tanımlamamış, bunun yerine somut olaylardaki fiillerin işkence olup olmadığı üzerinde durmuştur.[507] Buna karşın Mahkeme bu konudaki uluslar arası sözleşmelere veya metinlere de atıf yapmış ve bu tanımları kabul ettiğini açıklamıştır. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ıstırabı içermez”[508]. Şikâyeti inceleyen amir, disiplin suçunun işlenmediğini tespit ederse cezayı kaldırır. Ancak suçun işlendiğini tespit etmişse, bu durumda verilen cezanın uygun olup olmadığını inceler. Verilen ceza, şikâyet edilene verilebilecek ceza değilse veya fiiliyle orantılı bir ceza verilmemişse cezayı değiştirir. Cezalının şikâyeti veya üstün şikâyeti veya disiplin cezası veren amirinin müracaatı üzerine yapılan incelemelerde, şikâyet ve müracaatı inceleyen üst disiplin amirince cezanın değiştirilmesi ancak kaldırma veya hafifletme şeklinde olabilir. Aleyhe bozma yasağı nedeniyle cezayı arttıramaz veya ağırlaştıramaz[439]. Ancak, disiplin suçundan zarar gören üst tarafından veya cezayı veren disiplin amiri tarafından cezanın, cezalı aleyhine değiştirilmesi yönünde şikâyet ve müracaatta bulunulmuş ise, bu takdirde üst disiplin amiri denetleme yetkisini de kullanarak cezayı tamamen kaldırabileceği gibi, cezalının lehine veya aleyhine olarak değiştirebilir[440]. Yine, eğer ceza verilen fiil, aslında bir mahkemenin yetkisine giren bir suç teşkil ediyor ise, bu takdirde de verilen usulsüz ceza kaldırılarak, fail hakkında düzenlenecek dosya Savcılığa gönderilir. Çektirilen usulsüz ceza mahkemece verilen cezadan mahsup edilecektir. Görevdeyken verilen bir disiplin cezası, herhangi sebeple görevden ayrılan kişi hakkında uygulanabilecek midir?